unworthy of

değmez, lâyık değil.
Occupations so trifling as to be unworthy of his full attention: Tüm dikkatine
değmez ufak tefek işler.
I am unworthy of the honor you propose: Bu şerefe lâyık değilim.
yaraşmaz, yakışmaz.
behavior unworthy of a king: bir krala yakışmaz davranış.

unworthy of belief

inanılacak cinsten değil

unworthy of credit

güvenilmez

be unworthy of respect

saygı gösterilmeye layık olmamak Fiil

Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.

İngilizce-Türkçe